top of page

Biz Eski Yıldızların Artıkları mıyız?

​

    Evet. Normalde yıldızlar çok miktarda Hidrojenin bir araya gelip sıkışması, yüksek yerçekimi nedeniyle çok yüksek yoÄŸunluklara eriÅŸmesi sonucu füzyon dediÄŸimiz nükleer tepkimelerin baÅŸlamasıyla oluÅŸurlar. Ä°ki Hidrojen atomu birleÅŸip bir Helyum atomunu oluÅŸturur, bu arada atomaltı parçacıklarını oluÅŸturan nükleer güç açığa çıkar. Bir miktar madde enerjiye dönüÅŸür ve Einstein'ın meÅŸhur e=mc2 denkleminde olduÄŸu gibi, madde enerjiye dönüÅŸürken çok yüksek miktarda enerji açığa çıkar.

GüneÅŸimizi örnek alacak olursak, bu tepkimeler güneÅŸin daha çok merkezindedir ve yüzey sıcaklığı 5-6 bin derecelerdeyken, merkezindeki sıcaklık 20 milyon dereceyi bulur.

Her saniye güneÅŸ 600 ton eÅŸdeÄŸerindeki maddeyi enerjiye dönüÅŸtürür ve uzay boÅŸluÄŸuna korkunç miktarlarda yüksek enerjili ışın ve kozmik madde fırlatır. Bu ışımanın gücü o kadar yüksektir ki, ancak atmosfer tarafından çok büyük bir kısmı soÄŸurulduÄŸu için biz çıplak gözle dünya yeryüzünde dolaÅŸabiliyoruz. EÄŸer uzayda olsaydık bu kadar güçlü bir ışık kaynağına bakamazdık; iyice uzaklaÅŸmamız gerekirdi. O kadar ki, en uzak gezegenden daha uzak olan Pluto hizasına gitmemiz gerekirdi. Pluto'nun durduÄŸu hizada güneÅŸ ışınlarının gücü dünyanın durduÄŸu yere nazaran 120.000'de bire inecek ve biz ancak çıplak gözle güneÅŸe bakabiliyor olacaktık. Bu yüzden astronotlar altın kaplama özel korumalı cam baÅŸlıklar kullanır.

Bu tepkimeler milyarlarca yıl boyunca sürerken, tüm Hidrojenler 2 atom sayısına sahip Helyuma dönecek (Hidrojenin atom sayısı 1'dir). Sonra Helyumlar da yanmaya devam edecek ve birleÅŸip daha ağır elementleri oluÅŸturacaklar. GüneÅŸin zamanla yaydığı enerji her 1 milyar yılda bir %10 oranında artacak. Öyle ki, 4.5 milyar yıldır var olan dünyamız yalnızca 800 milyon yıl içinde çok fazla ısınarak artık hayatı barındıramaz hale gelecek, bütün okyanuslar buharlaşıp çok yüksek sıcaklıklarda uzaya yollanacak, kayalar eriyecek. 

 

 

​

​

                                              

 

 

                                           

 

 

 

 

                                                                               

                                                                         Kızıl Dev

Süpernova

GüneÅŸ büyüklüÄŸündeki, ya da biraz daha küçük ve büyük yıldızların sonu böyleyken, GüneÅŸten aÅŸağı yukarı 10 kat büyük yıldızların sonu daha farklı olmakta. Bu yıldızların yakıtı, ancak tüm atomlar gitgide büyüyüp demir elementine döndüÄŸünde bitiyor. Demir artık füzyona giremediÄŸi için enerji üretimi duruyor ve yerçekimi çok daha baskın hale geliyor. Yıldız ışığın dörtte biri kadar yüksek bir hızla kendi üstüne çöküyor ve ortaya çıkan çok büyük bir sıkışma etkisiyle Süpernova biçiminde patlıyor. Bu süpernovalar çok parlaktır ve 400 bin ışık yılı çapındaki galaksinin her yerinden görülür. Her galakside aÅŸağı yukarı yüzyılda bir olur; eski dönemlerdeki insanlar bunları görüp not etmiÅŸler, Amerikan kızılderilileri de maÄŸara duvarlarına resimlerini yapmışlardır.

Ä°ÅŸte demirin atom sayısından daha büyük sayıdaki elementler, lise yıllarında kabusumuz olan elementler tablosundaki maddelerin çoÄŸu bu süpernova patlamalarında oluÅŸmaktadır.

Bizim vücudumuzdaki bazı enzimler ve proteinlerde demirden daha büyük atomlar rol aldığı ve bunlar vazgeçilmez maddeler olduÄŸundan, dünyada (en azından bizim dünyamızda) yaÅŸamın var olabilmesi için, bu süpernova artıklarından kalan gaz-toz bulutlarından GüneÅŸ sistemimizin meydana gelmiÅŸ olma zorunluluÄŸu vardır. DiÄŸer bir deyiÅŸle, ilk kez oluÅŸan yıldız sistemlerinde ve gezegenlerinde yaÅŸam olma olasılığı yoktur. Ancak çok büyük bir yıldız, bunun patlamasının artığından oluÅŸacak yeni bir yıldız sisteminde yaÅŸam geliÅŸebilir. Bunların da her biri milyarlarca yıllık bir döngüyü gerektirdiÄŸinden, evrenin yaşı da yalnızca 13.7 milyar yıl olduÄŸundan, bizlerin evrendeki ilk canlılar olma ihtimalimiz yüksektir. Artık yaÅŸamın geliÅŸmesi için olaÄŸanüstü koÅŸulların gerektiÄŸi ortaya çıktığından, son yıllarda bilim adamları gitgide evrende tek akıllı yaÅŸama sahip gezegenin bizimki olabileceÄŸini düÅŸünmeye baÅŸlamışlardır. Bu da (üzülerek belirteyim) baÅŸka akıllı yaratıkları boÅŸuna arıyor olabileceÄŸimiz kanısını kimi insanlarda uyandırmıştır (ben dahil).

Nötron Yıldızı

Konumuza dönersek, süpernovadan sonra kalan yıldız çekirdeÄŸi ne oluyor diye merak ediyorsanız, kütlenin büyüklüÄŸüne göre iki seçenek var: Çok büyük bir yerçekimi etkisiyle artık yıldızdaki atomlar kırılarak kendi üzerine çöker; protonlarla elektronlar birleÅŸir ve tamamen nötronlardan ibaret bir Nötron Yıldızı (Pulsar) oluÅŸur. Bu o kadar yoÄŸun bir kütledir ki, bir çay kaşığı nötron materyalinin ağırlığı 6 tane lokomotive eÅŸdeÄŸerdir.

 

Ya da daha büyük bir kütle varlığında yoÄŸunluk iyice artıp uzay-zaman eÄŸrisi kendi üzerinde kırılarak hacmin olmadığı, sonsuz küçüklükte ve sonsuz yoÄŸunlukta, fizik yasalarının geçmediÄŸi bir Kara Delik ortaya çıkar. 

Burada artık bizim evrenimizin yasaları geçmez, belli bir yarıçapı (olay ufku) geçen her ÅŸey, ışık dahil artık kaçamaz ve içini belki de hiç bir zaman bilemeyeceÄŸimiz bir tekilliÄŸe dönüÅŸür.

​

​

​

​

​

​

​

Kara Delik

Bu arada güneÅŸin içeriÄŸinde Oksijen, Karbon gibi elementler oluÅŸacak ve güneÅŸimiz 10 milyar yaşını geçtikten sonra hızla büyüyüp Kızıl Dev haline gelecek. Çapı o kadar büyüyecek ki, Mars'ın yörüngesini bile içine alacak. Bu arada dünyamızın ne olacağını düÅŸünmek zor deÄŸil! Dıştaki çeperi gaz-toz bulutuna dönüÅŸerek, Nebula dediÄŸimiz bir madde yığıntısı biçiminde uzay boÅŸluÄŸuna dağılırken, merkezde kalan kısım kendi içine çökerek zayıf bir ışınım salan küçük bir Beyaz Cüceye dönecek, trilyonlarca yıl boyunca böyle zayıf ÅŸekilde ışıyacak. Artık çevresinde ne bir gezegen sistemi kalmış olacak, ne de hayata dair en küçük bir umut...

bottom of page